19 Mayıs 2015 Salı

Yine aynı..

Bir yılımız dolmak üzereydi...
Ama görüşmeyeli bir yıldan da fazla olmuştu,nasıl da deli gibi bağrınmıştım sana.Bilmezdim böyle olacağını bende tabi,şarkıda dediği gibi"bilmezdim bu derdin seni yolumdan,beni solumdan edeceğini"..Ediyorda..Resimlerine bakıyordu kız,bir an ellerine odaklandı çocuğun,o parmaklarının boğumlarından öptüğü aklına geldi,iyice doldu gözleri.Yıllar önce ne kadar da çocuktu,nasıl saftı halbuki.İnsanların gözlerinin içine derin derin bakmayı bilmiyordu,umursamıyordu çünkü ilk aşkıydı çocuk.Kaybetmenin ne denli acı verebileceğini,o uyuşma hissini tatmamıştı ki.İlk onu öpmüştü,ilk O'na dokunmuştu elleri.Her geçtikleri sokakta,kokusu geliyordu rüzgarla adeta,kalabalıkta ağlayamıyordu,toparlanmaya çalışıyordu ama ne içindi tüm bunlar?Kızda bilmiyordu,çocuğun zaten haberi bile yoktu.Hayat meseleleriyle haşır neşir olurken onlar,kızı mı vurmuştu sadece o pişmanlık oku,yoksa gurur denilen o şeye çoktan yenik mi düşüvermişti çocuk.Unutsaydı bir "merhaba"yı çok görmezdi kıza,hala ona ait şeyleri hatırlamazdı mesela,ya da sorulardan kaçmazdı..Sanki çocuğuyla bir başına kalmış gibiydi kız,ya da en bi sevdiği şeyi kaybetmiş gibi,annesiz,babasız gibiydi..Nasılda kahkahaları çınlıyordu kız kızayken,halbu ki az sonra geçecek olan o çocuğu,sevdiği adama benzetip geçmişe gidecekti.Resmin her karesini dikkatle izliyordu,telefonunda olmasından da çekiniyordu belki,yanlış mıydı?Sevmek!Hala sevmenin nesi yanlıştı ki?Artık başkalarının gözlerine bile bakmaya korkar olmuştu,güvensizliğinin hiçbir çaresi yoktu,bir kelimeye bile alınır olmuş,ellerini tutmak isteyen olduğunda kabuğuna çekiliveriyordu..Ne ara Tanrı bu denli çok sevdirmişti çocuğu ona..Sorularının cevapları sadece dualarındaydı..Belki gelecekti,hayat bir oyun sahnesiydi ne de olsa,belki de uzaktan öylece izlemeye devam edecekti,alkışlamaya korkarak,gözyaşlarıyla eşlik edecekti çocuğa..Kim mi bilir?Zamandan başka kim bilir ki?...

9 Mayıs 2015 Cumartesi

Çok sevmek..

İnsanın canını en çok acıtan eylemdir benim için..Açıklaması budur ve uzun bir süre daha böyle kalacaktır.Bir insanı hayatım boyunca,eğer hayatıma almaya karar vermişsem,hiçbir şekilde onu olayların dışına itemem,itekleyemem de.Çünkü insan olarak bakarım,eğlence olarak,tatmin şekli olarak ya da zaman geçirme aracı olarakta bakamam,ama bunu mükemmel şekilde yapanlarımız dolup taşmak üzere!Nasıl beceriyorlar hayret ediyorum doğrusu,"sana aşığım ama ağzına da sıçabilirim arada"diyebilenlermi dersiniz,bütün gün o elindeki tek iletişim aletini bir kenara atıp,beynini aşağılara yönlendirip,işlerini halledip,sonra aklına eserse "sevgilim napıyomuş"yazanlar mı?Ortalık garipliklerle dolu,bazen "özellikle beni buluyorlar sanki"dediğinizi duyar gibi oluyorum,bende buradayım yalnız değilsiniz merak etmeyin.Biz "insan sevici"olduğumuz sürece karşımıza çıkanlar da "hayat mahvedici"olmaya devam edecekler,çünkü ne biz aklımızı kullanmayı öğreneceğiz,ne de onlar "sevmek"kelimesini çok yanlış anladıklarının farkına varacaklar.Biri varken hayatında,öyle rahat olabiliyor ki,tamam tatile gitmişsin,bizde gidebiliyoruz ama kafa yapısında bitiyor olay.Sen tatili havada,suda,değil başka yerlerde ararsan olay çok yanlış yerlere gider tabii seninde rızanla.Biz deniz,güneş,kum,iki lak lak arıyoruz,adam karı-kız,biraz daha karı-kız,daha çok karı-kız...Kafa bu yani!Neyse biz yine de "yeni güne"uyanmaya sebepliyiz,beceremiyorsa yol veririz,ve uzunca bir süre de dinlenir,"mutlaka"ki daha da iyisini buluruz.Size bol bol da sizin gibi hatunlar dileriz efendim...İyi tatiller!

6 Mayıs 2015 Çarşamba

Sanki herkes aynı..

Deneme yanılmaktan bıkmak...
Bir diğer anlamıyla defalarca kere aynı duvara toslamak da diyebiliriz şu günlerde ki durumumuza.Hayır biri de çıkıp bana"kızım çok mutluyuz,sevgilim çok anlayışlı,sadık biri,ben kendimi yanında hiç olmadığım kadar güvende hissediyorum".Tabii ki de yok!Bırakın bu uzunca cümleyi,birini bile söyleyenini-henüz-göremedik.Zorlaşıyorlar diyeceğim ama aslında gitgide basitleşiyorlar,biri diğerinden farksız olmaya başlıyor.Sadece mimiklerinden bile onları anlamaya,ilk buluşmada bile ne mal olduklarını cümlelerinden çözmeye başlıyoruz.Peki bu "adam olamama"çabası nedendir abilerim?Amacınız,yaşamak istediğiniz hayat nedir?Çok eşlilik midenize hoşmu gelmektedir?Birinin hayatına edip gitmek zevklimidir?Sadık olamamak,bu doyumsuzluk nedir ya?Ne oluyoruz?Sonra kadın suçlu,kadın beceriksiz,kadın işe yaramaz...Ama aslında kadın;sevgili,aşık,sadık,eş,anne,bunların hepsini gerçekten sevildiğini hissettiğinde olabilecek kapasitededir.Bazı hemcinslerimi tenzi ederek söylüyorum tabii,aramızda erkek beyniyle hareket edenlerimizde yok değil,ama gözlerine baktığım zaman anla be adam!O kadar da salak mısın?İçimin eridiğini nasıl anlamazsın?Ben istiyorum ki,o kişi beni bulsun,bulabilsin,korkmasın,çünkü insan artık güvenebilmek istiyor,evlilikte de,aşkta da bu böyle..Önce GÜVEN!
Ve en kötüsü de yalan söylediğini bile bile,o insanın yüzüne bakabilmek,güven bizde bittiğinde,herşey bitmiş demektir..Çünkü henüz kalp kırıklarını yapıştırabileceğimiz bir şey icad edilmedi...